Tip 4 Seviye Durumu | Hakikatim

Tip 4 Seviye Durumu

Tip 4 Seviye Durumu

Sağlıklı Seviyede: Sağlıklı Dört’ler iç gözlemci, kendinin farkında, duyguları ve dürtüleri ile temasta, özünü arayan insanlardır. Kendilerine ve başkalarına karşı duyarlı ve sezgisel, şefkatli, anlayışlı, düşünceli, ihtiyatlı ve saygılı davranırlar. Kendini canlı ve güçlü ifade eden, kendine özgü, bireysel kişilerdir. Hassastırlar, kolayca etkilenirler, yalnız başlarına olmaktan hoşlanırlar, bilinçdışı dürtülerinin yüzeye çıkmasını beklerler. Kendilerini rahatça anlatırlar, duygusal yönden dürüst, güvenilir ve içtendirler, özlerine sadıktırlar. İç dünyaları gibi ilişkilerine de tutkulu ve heyecanlı bakarlar; her hissi yargılamadan keşfetmeye hazır, ruhun “derin su dalgıçlarıdırlar.” Güzelliği vurgularlar ve duygularını estetik bir biçimde dışa vurmaktan hoşlanırlar. Yaşama ve kendilerine istihza ile bakarlar: Ciddi ve komik olabilirler, kolaylıkla hislenebilirler ama aynı zamanda duygusal yönden güçlü olabilirler. En iyi durumda: Engin bir yaratıcılığa sahip, özeli ve evrenseli, muhtemelen bir sanat biçimi ile ifade eden insan. Kişisel seviyede ise kurtarıcı ve yaratıcı niteliklere sahip, hayat verici, kendini yenileyen ve tüm deneyimlerini değerli bir şeylere dönüştüren kişi.
Averaj Seviyede: Yaşama bir sanatçı gibi ve romantik yönden bakmaya başlarlar; duygularını desteklemek için güzel ve estetik bir ortam oluşturmaya çalışırlar. Tutkulu hislerini kullanarak, düşlemleme (fantezi) ve hayal gücü ile gerçeği yoğunlaştırırlar. Hisleri ile teması yitirmemek için her şeyi benimserler ve kişisel algılarlar. Aşırı duygusallık içinde kolayca incinebilir duruma gelirler; kendilerini “değişik” ve “yabancı” hissederler. Averaj Dört’ler imajlarını korumak ve hislerini incelemek için geri plana çekilirler. İlgilendikleri, sevgi duydukları nesnelere karşı aşırı büyülenme ve ilgi yitirme arasında gidip gelirler. Değişik ruh halleri ve fırtınalı duyguları çevredeki insanları sürekli tedirgin eder. Gitgide daha nefsine düşkün, doğal davranamayan, sıkılgan bir insan olurlar. Başkalarından çok değişik olduklarına inanırlar ve kendilerini onlardan ayrı tutarlar. Melankolik hayalci bir insan olurlar ve yaşam biçimlerini sorgulayan herkese düşmanca davranırlar. Yoğun arzu ve nefreti birlikte yaşarlar ve bu onların günlük yaşamını etkiler. Kendine acıma ve başkalarını kıskanma duyguları, hayal ve kuruntu dünyasına, gerçek dışı beklentilere yol açar, kendi isteklerine düşkünlükleri artar. Zamanla yorgun, verimsiz, tükenmiş, beceriksiz bir insana dönüşürler.
Sağlıksız Seviyede: Kendileri hakkındaki düşünceleri gerçeklikten uzaklaştıkça oluşturdukları imajı desteklemeyen her şeyi ve herkesi reddederler; yaşamlarını sürdürebilmek için başkalarına olan bağımlılıkları artar.
Hayalleri ve beklentileri suya düşünce yenilgilerinden dolayı kendilerine, destek görmedikleri için de başkalarına aşın öfkelenirler. “Herkes beni yüzüstü bırakıyor.” Öfke ve nefretlerini bastırmak için insanlardan kopar, ruhsal çöküntüye girer ve duygusal felce uğrarlar, kendini kısıtlayıcı davranışlara başlarlar. Müthiş yorgun, zihnen kargaşa içinde, duygusal olarak kapanmış, işlevselliğini yitirmiş bir şekilde hiçlik ve anlamsızlık duygularına kapılırlar. Kendine kuruntulu bir hor bakış, hiçbir destek görmediğini düşündüğü çevreye karşı mantıksız bir nefret, kendini ayıplama, ürkütücü ve hastalıklı düşünceler, yenilgilerin ve doyumsuz arzuların eziyeti içinde kendilerini çökertircesine suçlarlar. Değersizlik hisleri, umutsuzluk ve keder kendine zarar verme eğilimine yol açar; alkol veya uyuşturucu kullanmaya başlarlar. En aşırı durumlarda, yani ruhsal çökmede suç işleme veya intihar teşebbüsü görülebilir.

SANA SESLENİŞ

Tüm çözümlerin veya aradığınız şeyin dış dünyada değil, kendi içinizde olduğunu derin bir düzeyden algılayanlarınız olduğunu biliyorum. Çünkü içsel mekanizma her zaman yerli yerinde işler ve kendine gebedir insanoğlu. Yaşamla etkileşir, sürtüşmeler ile aslında doğum sancıları çekeriz. Sancılarla oluşan mesaja kulak vermen, ya da artık aynı arzuları tekrar tekrar deneyimlemiş olmanın boşluğunu algılamak, seni özünle birleşmenin, yeniden doğumun eşiğine doğru itmiş olabilir. Bu bilgi daha çok arzularına doğru yeterince yönelmiş ve dışsal bir kaynaktan bu boşluğun dolmayacağının farkındalığına erişmiş kişilerce ulaşılabilir. Bazıları da iflasa doğru giden kişiliklerinden kaynaklanan psikolojik sürecin kendilerine verdiği zarardan bunalarak, kendilerini baltalayıp yaralandıklarını idrak ederek aynı noktaya ulaşacaktır.
Eğer tekamül sürecin seni bu noktaya getirdiyse bu seslenişte sanadır, sana özel yapılıyor demektir. Ancak bu süreçlerden birinin deneyimlenmesinden sonra yardım yetişir, kişiye başka bir dünyanın (iç dünyanın) kapıları aralanır. Böylece o güne kadar duymadığın, görmediğin gizem ve sırlar arasındaki yolculuk başlar. Çoğunluğun ise hayatlarını, bugününü yarınını, gelecek yıl ve on yıl sonrası ile aynı şekilde oluşturacağını görebilirsiniz. Dürüstçe siz, gerçek potansiyelinizin mevcut olan durumunuz olduğuna kendinizi ikna edebiliyor musunuz? Soru budur. Kaç kişi hakiki olanın, kaynağın ve çözümlerin “ben” dediğimiz dış katmanın altında bizi beklemekte olduğunun farkındadır ki?
Bu sesleniş sende bir karşılık bulduysa, Kalpterapi Yaşam Okulu sitemizi ziyaret edebilir ve bizimle irtibata geçebilirsiniz.